LİF
SANATINDA
DOĞAL MALZEME KULLANIMI VE ÇEVRESEL SANAT ÜRÜNLERİ
DOĞAL MALZEME KULLANIMI VE ÇEVRESEL SANAT ÜRÜNLERİ
Doç. N. Rengin OYMAN
Süleyman Demirel Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi, Tekstil ve Moda
Tasarımı Bölümü
Öğretim Üyesi, ISPARTA
renginoyman@sdu.edu.tr
ÖZET
Birçok sanatçı için önemli konulardan biri zarar
görmekte olan çevredir. Dokuma malzemeleri de sanatsal bir anlatım aracı olarak
uzun zamandır kullanılmaktadır. Gelişen teknoloji ile birçok yeni malzeme
tekstillerin dünyasında yer almaya başlarken, yeni yapılar ve bitim işlemlerinin
olanakları sanat ve endüstrinin sınırlarını genişletmiştir. Tekstil
sanatçılarının deneysel çalışmaları hem 20. Yüzyıl sanatına ait ilkelerle, hem
de elyaf ve üretim alanlarındaki ileri teknolojilerle bütünleşerek, serbest
tekstillerin plastik bir sanat dalı olarak var olmasında etkin rol oynamıştır.
1962’deki Lozan Bienali’ne kadar, tapestry’lerde malzeme
olarak yün, egemen malzemeydi. 70’li yılların ortalarına doğru malzemede değişimler
görülür. İpek ve pamuk kullanımı artmaya başlar. Kenevir, sicim, jüt, sanatçı
dokumacıların kullandığı malzemeler olmuştur. Lif Sanatında kullanılan doğal
malzemelerden olan kâğıtlar, kemik, rafya, deri, metal, bükülmüş iplik,
halatlar, kamış, kargı, ot, saman gibi malzemeler alternatif olarak
kullanılmıştır.
Yeryüzünün göz ardı edilmez bir biçimde tehlikeye
girdiğinin fark edilmesiyle “çevre” birçok dillerde bir anahtar sözcük haline
gelmiş ve giderek daha karmaşık anlamlar edinmiştir. Hatta çevrenin yok olmaya
başlaması, yeni teknolojilerin sanat, mimari ve tüm üretimlerde insanı
çevresinden bağımsızlaştırması ve doğadan koparması, bu yitirilen çevrenin
kavram olarak her zamankinden daha çok irdelenmesine, farkında olunmasına yol
açmıştır.
Kirlenmiş bir gezegen üzerindeki yaşama bir reaksiyon
olarak sanatçılar, sistemler ve bu sistemler içinde insanların yeri konusuna
özel bir ilgi göstermektedir. 1970’lerin sonundan bu yana ve günümüzde halen
devam eden bir biçimde sanatçıların büyük bir çoğunluğu çevreyi iyileştirmek ve
doğal bir ekolojinin yüz yüze kaldığı sorunlara çözüm sağlamak için ekolojik
sanat yaratmaktadırlar (Krug & Siegenthaler, 1999).
Anahtar
Kelimeler: Lif sanatı, Çevresel sanat, Tekstil sanatı, Doğal malzeme, Doğal
malzeme kullanımı
USE OF NATURAL FIBER
ART AND ENVIRONMENTAL ART PRODUCTS
Assoc. Prof. N. Rengin OYMAN
ABSTRACT
One of the most important topic for the artists is
environment which is in damage. Weaving materials has been used for a long time
as an artistic narration means until Lozanne biennal in 1962, wool was the
dominant material. In the middle 70 s,
changeswere seen in materials. Usage of silk and cotton increased. Hemp,
string, jute are used by weaver. Papers, bone, raffia, lether, metal, bent
thread, ropes, reed, pike, weed, straw, which are natural materials used in
Fibre Art, are used as an alternative. By the conscious of ecology, the
comprehension of natural materials, developing aesthetics integrity and
intuition, today creation of land and Fibre artist is an important action in
the 20 th century.
Until 1962, the Lausanne Biennial of Tapestry of wool
as a material, was the dominant material. Mid-70s, are changes in the material.
The use of silk and cotton begins to increase. Hemp, twine, jute, have been
used by weavers artist materials. The natural materials used in the Fiber Art
paper, bone, raffia, leather, metal, twisted yarn, ropes, cane, spear, hay,
straw, such as materials used as an alternative.
Earth, in a way are not ignored, with the realization
of the entry into danger, "the environment", has become a key word in
many languages and has more and more complex meanings. Even the
environment begin to disappear, new technologies, art, architecture and all the
productions, people around the decomposition, and rupture the nature, the
environment has led to this has been lost as a concept to be examined more than
ever and whether it is aware of.
The artists on the planet as a
reaction to living in a contaminated, systems, and has a special interest, the
subject lot of people in these systems. Since the late 1970s, and today is
still an ongoing manner, the vast majority of artists to improve the
environment and to provide a natural solution to problems faced by ecology,
tend to cause ecological art (Krug & Siegenthaler, 1999).
Key Words: Fiber art,
environmental art, textile art, natural materials, the use of natural fibers
1.
GİRİŞ
Dokumanın
ana elemanlarından Lif ya da elyaf, tekstilin en küçük birimidir. Serbest
tekstil sanatlarını tanımlamada Lif
Sanatı (Fiber Art) ya da Lifli Maddeler Sanatı ifadeleri
kullanılmaktadır. Tekstil alanındaki gerek sanatsal, gerekse endüstriyel
üretimlerin dayandığı ana nokta, tekstil lifinin potansiyeli üzerine
odaklanmıştır. Tekstillerin zengin dünyası içerisinde sadece elyafının sahip
olduğu yapısal plastik özellikler bile, serbest tekstilleri başlı başına
plastik yapılar olarak var edebilecek değerlere sahiptir. Tekstil elyafı birçok
kaynağa göre, doğal, yapay ve sentetik
elyaf olmak üzere üç ana başlık altında toplanmaktadır. Endüstri devrimi
öncesine kadar sadece doğal elyafa dayanan ürünleri kullanan insan, devrimle
beraber yapay ve sentetik elyafla tanışmış, kendini sonu gelmeyen bir gelişim
ve çeşitlilik ortamı içinde bulmuştur. İlerlemeler, teknolojinin amacı olan
yeni elyaf türlerinin araştırılıp, üretimine hız verirken, ilkel insan
tarafından kullanılan malzemelerin ve üretim tekniklerinin de önemini gündemde
tutmuştur. Bu malzemeler çok geniş bir alanda uygulanma ortamı bulurken;
tekstil sanatçılarının serbest yaratıları yeni malzemeler ve geleneksel üretim
tekniklerinin olanaklarıyla da biçimlenmeye başlamıştır.
Tekstillerin
20. Yüzyıldaki atılımlarını etkileme açısından en önemli faktörlerden biri,
malzemelerin olanaklarının savaşta aldığı roldür. İkinci Dünya Savaşı
sonrasındaki bu yeniden yapılanma süreci, endüstri ileri teknolojilerini yaratırken,
genel olarak geleneksel üretim tekniklerinden yararlanan bir eğilim içerisine
girmiştir. Tekstil el sanatlarında eşi görülmemiş bir canlanma dönemi
yaşanırken, Bauhaus' la başlayan çağdaş tekstil tasarımının ilkelerini yansıtan
tekstiller, dönemin sanat akımlarıyla etkileşimle; hem yenilikçi tasarımların
uygulanmasına olanak vermeye, hem de başlı başına serbest bir sanat dalı olarak
varolmaya başlamıştır.
Teknoloji,
tasarımı en mükemmel ve aslına uygun şekilde uygulayabilmek için yeni lifler,
yeni boya malzemeleri ve yeni makineler geliştirme sürecine girmiş; dokuma,
örme, baskı ve daha birçok alanda tasarımların yönlendirdiği sistemler
geliştirmiştir. Elyaf, büküm, dokuma, örme, boyama, baskı ve bitim işlemlerinde,
sanatçının itici gücü ile yenilikçi tasarımların üretebileceği teknik düzeylere
ulaşılmaya başlanmıştır. Gelişen teknoloji ile birçok yeni malzeme tekstillerin
dünyasında yer almaya başlarken, yeni yapılar ve bitim işlemlerinin olanakları
sanat ve endüstrinin sınırlarını genişletmiştir.
Endüstri
el sanatlarına ulaşmak için üretimler yaparken, üretimlerin sonuçları
sanatçılar tarafından yenilikçi bir şekilde tekrar yorumlanmakta ve endüstri
için yeni teknolojilere kaynak olmaktadır. İleri teknoloji ile üretilen
tekstiller, askeri tasarımlardan tıbbi kullanımlara, mimariden otomobil
endüstrisine, iletişim teknolojisinden arıtmaya, uçaklardan uzay gemilerine
kadar ve daha birçok alanı kapsayacak şekilde genişlemektedir. Yüksek
teknolojinin avantajları ve yenilikleri ile donatılan tekstiller, işlevsel
kullanımlarının yanı sıra, sağladıkları üstün özelliklerle tekstil sanatçıları
tarafından yorumlanmakta ve plastik sanatlar dünyasında yeni bir estetikle yer
almaktadır.
Yeryüzünün göz ardı edilmez bir biçimde
tehlikeye girdiğinin fark edilmesiyle “çevre” birçok dillerde bir anahtar
sözcük haline gelmiş ve giderek daha karmaşık anlamlar edinmiştir. Hatta
çevrenin yok olmaya başlaması, yeni teknolojilerin sanat, mimari ve tüm
üretimlerde insanı çevresinden bağımsızlaştırması ve doğadan koparması, bu yitirilen
çevrenin kavram olarak her zamankinden daha çok irdelenmesine, farkında
olunmasına yol açmıştır. Çevre yok olurken, insanın ayağı artık toprağa
basmazken “çevrecilik” yaygınlaşmıştır.
Şekil 1: Doğal
malzemelerle yapılmış (keçe, yün) çeşitli Tekstil Sanatçılarına ait Lif Sanatı
Ürünleri
2. Çevre ve Çevresel Sanat Kavramları
Çevre, ilk anda algılanan fiziksel
olgudan çok daha geniş, tüm zamanın verilerini barındıran, tüm yaşanmışlıkların
izlerini taşıyan ve her olgunun, her varlığın sonsuz ilişkiler ağının sınırsız
ölçek, katman ve bağlamda biçimlendiği bir bütündür. Ekoloji, fiziksellikle
sınırlanmazsa, bu bağımlılık ağını ortaya koyduğu için “çevre”yi anlatmakta
önemli bir kavramdır. Bugün karşımızdaki en önemli sorun dünyada daha ne kadar
barınabileceğimizdir. Bütün teknolojik gelişmelere rağmen insanın doğadan
tümüyle bağımsız bir barınak oluşturabileceği olası görünmüyor. Çevre insanın ancak
kültürel değerlerle bakabildiği bir doğadır. İnsan kültürünün ya da değer
birikimlerinin ötesinde, onlardan arındırılmış bir çevreyi, bir doğayı
algılayamaz
Bugüne dek çevre sorunlarına çözüm
arayan teknik, ya da derin ekoloji gibi kökten etik yaklaşımların yaygın ve
temel çözümler getirebildikleri söylenemez. Bilim, dünyanın eko-sistemlerini
yeterince kapsamlı olarak tanımlayabilmiş değildir. Çevre ve ekoloji arasındaki
ilişki, bir kültür konusu olmakla, çok boyutlu ve disiplinler arası bir
yaklaşım ve estetik bir duyarlılık gerekmektedir. İnsan baktığı şeyin bir
parçasıdır; insanı doğadan kopararak doğayı anlamanın olanağı olmadığı için
bilimin nesnelliği çevre ve ekoloji alanında yetersiz kalmaktadır.
İnsan doğaya bazı simgeler
dikerek/ekerek, doğada barınmaya ve çevreyi oluşturmaya başlamış ve bu yolla
kendi insan olma özelliğini geliştirmiştir. Yok olma, ölüm yalnızca insana ait
bir olgudur ve bunun önemini ancak sanat ve estetik bir algı ve ifade
aktarabilir. Bugün en büyük çaba, bütün teknolojilere ve tarihsel evrime rağmen
ve onları inkâr etmeden, insanın doğadan farkını göz ardı etmeden insanın
doğada kendine bir yer oluşturması, ve doğa ile yeniden sağlıklı bir anlaşma
yapabilmesi için harcanmalıdır. (Erzen 1997)
Birçok
sanatçı için de en çok üstünde durulan konulardan biri zarar görmekte olan
çevredir. Çoğu sanatçı çalışmalarında çevresel konu ve faktörleri ele
almaktadır. Kirlenmiş bir gezegen üzerindeki yaşama bir tepki olarak
sanatçılar, sistemler ve bu sistemler içinde insanların yeri konusuna özel bir
ilgi göstermektedir.
1970’lerin
sonundan bu yana ve günümüzde halen devam eden bir biçimde sanatçıların büyük
bir çoğunluğu çevreyi iyileştirmek ve doğal bir ekolojinin yüz yüze kaldığı
sorunlara çözüm sağlamak için çevresel sanat yaratmaktadırlar. (Krug &
Siegenthaler 1999)
Çevresel
sanat, kentsel mekân ya da doğal mekân ölçeğindeki tüm yüzey, hacim ve mekân
sanatı ürünlerini kapsayan sanat dalıdır. Bir çevresel sanat yapıtı, geleneksel
bir yapıttan öncelikle tek bakışta algılanamama özelliğiyle ayrılır. Bu tür bir
ürün ister yapının içinde, ister kentsel mekânda, ister doğada yer alsın ancak
dolaşılarak kavranabilecek boyut ve niteliktedir. Başka bir anlatımla, doğal ya
da inşa edilmiş çevre sanat yapıtı olarak düzenlenmekte ya da kendi ölçeğine
uygun bir yapıtla donatılmaktadır. Örneğin W. de Maria'nın California'da Mojave
çölünde çizdiği yarım mil uzunluğundaki iki paralel çizgi doğal ölçekte bir
çevresel sanat ürünüdür. Bu tür bir çalışmaya Earth Art (Arazi Sanatı) da
denilmektedir. Buna karşılık E. Piene'nin 1970'de ABD'nin Pittsburg kenti
üzerinde uçurduğu yüzlerce metre uzunluğundaki balon hortum, kentsel ölçekte
bir sanat anlayışını yansıtmaktaydı. (http://sanatsozlugum.blogspot.com/2011/09/cevresel-sanat.html,
Erişim tarihi:06.07.2012)
Çevresel kaygılar yapısı, ana konusu
tarafından ikinci planda olsa bile, sanatçılar çevresel iyileştirme konusunu
halka getirmektedirler. Bazı sanatçılar gezegenin kirlenmesi konusunda
belgelerle kanıtlama ya da eleştirme üzerinde odaklaşırken bazıları da çözümler
bulmak için kendi yaratıcılıklarını kullanırlar. Dokuma malzemeleri de sanatsal
bir ifade aracı olarak uzun zamandır kullanılmaktadır. Bu sanatçılardan biri de
Christo’dur. Christo’nun düz dokumalarla yaptığı paketleme eylemlerinde
çevresel kirlenmeye karşı yapılan tavırlar egemendir.
1976 tarihli Uzayan Çit ve 1979 tarihli Paketlenmiş
Reichstag, Berlin Projesi'nden (Şekil: 2), 1985 tarihli Sarılmış Pont Neuf,
Paris (Şekil: 3) ve 1991 tarihli Şemsiyelere kadar Christo bütün devasa
projelerinde düşüncelerini, büyük şirketlerle yarışacak boyutlar taşımış ve
halkın olayları algılama biçimlerini etkilemiştir. Christo projeyi usta
çizgileriyle görselleştirmesi ve hazırladığı olağanüstü profesyonel yer
haritaları, fotoğraflar ve teknik çizimlerle, amaçsız ve mantıksız gibi görünen
"sanat yapıtlarının aslında akla yatkın olduğunu göstermiş ve bu yolla
politikacıları olduğu kadar sıradan insanları da buna inandırmıştır. Christo,
Florida Biscayne Koyu'ndaki küçük adacıkları pembe kumaştan bir örtüyle
kaplayabilmek için gerekli izinleri ve desteği, ancak avukatlar ve resmî
kurumlarla yaptığı uzun görüşmeler sonucu alabilmiş ve Çevrelenmiş Adalar'ı
(Şekil: 4) Mayıs 1983'te gerçekleştirebilmiştir. Christo bu projeyle ilgili
şunları söyler:
“Sanırım projenin yıkıcı bir boyutu vardı
ve bu nedenle birçok sorunumuz oldu. Büyük olasılıkla bütün karşı çıkışlar,
bütün eleştiriler bu nedenle. Eğer üç bin doları bir film seti için harcasaydık
buna kimse karşı çıkmazdı. Film çekebilmek için adaları yakmaya kalkabilirlerdi
ve gene sorun çıkmazdı. Projenin büyük gücü, tümüyle mantık dışı olmasından.
Projenin ana fikri zaten bu, bütün değerleri kuşkulu kılmak. Bir anlamda
Beuys'un düşüncelerinin büyük boyutlarda uygulanmasını anımsatan bu projelerde
Christo, bireysel yaratıcı sezgi gücünün, toplumsal sistemin üzerinde olduğuna
dikkat çekmiştir.” (Atakan 2003)
Heykeltıraşlar, dekoratif galeri tabanlı
rolü, sadece kavram ve malzeme değil, aynı zamanda heykel yer seçimi için de
sorgulamışlardır. Bu nedenle 1960'lı yıllardan sonra, çalışmalarını avangard kutsal
galeri odalarından çevreye çıkardılar. Heykeltıraşların görüşlerindeki bu
hareketler sanatta bir devrim olarak yansımıştır. Bu sanat türleri: Pop Sanat,
Kavramsal Sanat, Minimalizm, Arazi Sanatı, Performans Sanatı, Montaj Sanatı ve
Çevresel Sanatdır.
Bulgar sanatçı Christo Javacheff, eşi
Jeanne-Claude ile birlikte, sınır işaretlerinin ve yer şekillerinin etrafında
paketleme yaparak, abartılı uzunlukta bez kullanmışlar ve bu tutkulu
katılımları ile uluslararası bir ün kazanmıştır. Oldukça alçakgönüllü ve
sıradan paketlemelerle ortaya çıkan Christo,
daha sonra açık alanlarda güçlü ifadeler ve paketlemeler kullanmaya
başlamıştır. Christo'nun çalışmaları gibi, 1970'lerde ve 1980'li yıllarda
çevresel sanat, malzeme ve ölçek kabul edilebilirliği ve heykelin durumu ile
ilgili yeniden tanımlandı.
Bu sadece, parlak bir kumaş şelalesi kullanarak paketlenen 400 yaşındaki Paris köprüsünün dönüşümü olan 'Paketlenmiş Pont Neuf ' gibi projeler (Konstantin ve Reuter, 1997) değil, ama aynı zamanda benzeri görülmemiş bir ölçekte bağış toplama becerilerini kullanarak heykeltıraşlar görüşlerini on yıllık projelere planlamışlar, yüzlerce yönetici personel yaymışlardır. Ama Christo bu yönetim aşamasında hatırlanmadı, bu tiyatral inanılmaz aura, oluşum içinde büyük bir görkem yarattı. (Scott, 2003)
Bu sadece, parlak bir kumaş şelalesi kullanarak paketlenen 400 yaşındaki Paris köprüsünün dönüşümü olan 'Paketlenmiş Pont Neuf ' gibi projeler (Konstantin ve Reuter, 1997) değil, ama aynı zamanda benzeri görülmemiş bir ölçekte bağış toplama becerilerini kullanarak heykeltıraşlar görüşlerini on yıllık projelere planlamışlar, yüzlerce yönetici personel yaymışlardır. Ama Christo bu yönetim aşamasında hatırlanmadı, bu tiyatral inanılmaz aura, oluşum içinde büyük bir görkem yarattı. (Scott, 2003)
Şekil 2: Christo, Paketlenmiş Reichstag, Berlin Hükümet Binası, (Wrapping
the Reichstag, Berlin) 1995
(Kaynak: http://www.christojeanneclaude.net, erişim
Tarihi: 06.07.2012)
Şekil 3: Christo, Pembe
Giydirilmiş Adalar
(Pink
Skirted Islands), 1983, Biscayne Sahili,
Miami, Flordia (Kaynak: http://art-now-and-then.blogspot.com/2012/02/christo-javacheff.html, erişim Tarihi: 06.07.2012)
Miami, Flordia (Kaynak: http://art-now-and-then.blogspot.com/2012/02/christo-javacheff.html, erişim Tarihi: 06.07.2012)
Şekil 4: Christo, Paketlenmiş
Pont Neuf Köprüsü, Paris (Kaynak: http://www.christojeanneclaude.net/projects/the-pont-neuf-wrapped,
erişim Tarihi: 06.07.2012)
3. Çevresel Sanat Öncüleri
1960 ve 70'lerde resim ve heykele alternatifler arayan Avrupalı ve
Amerikalı sanatçılar, 1980 ve 90'larda yaklaşımlarını daha öteye götürerek
değiştirmişlerdir. Örneğin Joseph Beuys'un son çalışmalarında konferanslar,
açık oturumlar ve söyleşiler daha önem kazanmıştır. Beuys konferanslarında
yalnızca para ve sermaye anlayışını değiştirecek yolları aramakla kalmamış,
aynı zamanda konuya ilişkin ekolojik sorunları da gündeme getirmiştir.
Sanatçının sağlıklı bir evren konusunda duyduğu kaygılar onu, her ağacı, her
toprak parçasını, henüz kirlenmemiş ırmakları, eski kent merkezlerini korumaya
ve bütün plansız yenileme projeleriyle savaşmaya ant içmiş Yeşil Hareket'in ve
Yeşiller partisinin kuruluş çalışmalarına katılmaya itmiştir. 1982 Kassel 7.
Documenta sergisi için Beuys, insanlığa yeni bir güç katma girişimini simgesel
olarak başlatmak amacıyla, 7.000 meşe fidanı dikmiştir. Sanatçı bu eylemini,
dünyayı yeniden yeşillendirme girişiminin de başlangıcı olarak görmüştür. Doğa
tahribinin, Almanya'nın endüstri merkezlerinde başlayarak dağıldığına inanan
Beuys, bu nedenle yenileme girişimine bir endüstri kenti olan Kassel'de
başlamayı uygun görmüştü. Rastlantısal bir seçim olmayan 7.000 meşe ağacı da
yalnızca yenilemeyi değil, aynı zamanda zaman kavramını da simgelemektedir.
Meşe, "meşe ağacını bulan" anlamına gelen Druid'lerden (Eski Kelt
bilginleri) bu yana kutsal yerleri belirten bir ağaçtır; yedi, ağaç dikmeyle
ilgili antik kuralların simgesi; Seven Oak (Yedi Meşe) ise ABD ve İngiltere'deki
kimi kentlerin adıdır.
Sanatın
amacı doğal nesnedeki mükemmelliği yakalamaktır. Çağdaş ekolojik sanat,
eğitimsel, ekolojik ve sosyal konulara dayalı yeni yaşam biçimlerini inceleyen
yeni bir tür halk sanat biçimidir. Sanatçılar özel coğrafi yöreler içersinde
hayvan, bitki, insan ilişkilerinin, sistematik karakteristikleri ile ilişkili
olan sanat alanında kültürel bir iş yaparlar. (Krug, 1999)
4. Lif Sanatında kullanılan malzemeler
İnsanoğlunun
kentsel görünüş deneyimleri üzerinde düzenlenen yüzey ile dokunmuş malzemenin
dinamizmi arasında sağlam bir ilişki ortaya çıkmaktadır. Tapestry ya da çağdaş
dokuma sanatçıları temalarını günlük yaşamdan, doğadan, kentsel ve politik
sorunlardan almaktadır. Serbest tekstil sanatları, gelişen teknolojinin getirdiği
bunalımlarda bireyi yalnız bırakmayarak, ilginç ve doğal malzeme kullanımına
olanak veren teknikleri ile değer kazanmaktadır. 1962’deki Lozan Bienali’ne
kadar, tapestry’lerde yün, egemen malzeme olur, ancak bu malzeme ile ilgili
yeni bir teknik de oluşturulmaz, 70’li yılların ortalarına doğru malzeme
seçiminde kökten değişimlerin yaşandığı görülür. İpek ve özellikle pamuk
kullanımı artmıştır.
Tapestry
Sanatında 1970’li yılların durgun geçmesine rağmen, üretimdeki patlama,
malzemenin gelişmesini de sağlamıştır. Tarih öncesi çağlarda kullanılan deri ve
keçe yeniden tabaklanmıştır. Lifli malzeme kullanımının çoğalması, yalnız
sanatçılar için özel bir ilgi alanı oluşturmamış, tüm dünyadaki sanat
dergileri, bu dokuların kullanıldığı sanat yapıtlarını dünyaya tanıtmışlardır.
Kenevir, sicim, jüt gibi malzemeler, sanatçı dokumacıların kullandığı
malzemeler durumuna gelmiş ve güzel sanat kavramından arınarak, iplik veya lif
ile bir sanat ekolü oluşturmuştur. Keçe ve kâğıt yapımında kullanılan bükülmüş
lifler, halatlar ince bükülmüş ipliklerse, yeni dokuma akımında “uç
malzemeleri” oluşturmaktadır. Bunların yanı sıra oldukça eski bir dokuma formu
olan sepet yapımında kullanılan malzemelerde çok çeşitlidir. Doğal her türlü
malzeme, yaşam çevremizdeki duygusal deneyimlerle sanatsal değerlere
dönüştürülebilir.
Eskiden
beri bilinen ve günlük yaşamda her an kullanılan malzemeler çağdaş sanat kavramı
ve sanatçı yorumlarıyla yeni bir kimlik kazanmıştır. Kâğıt dokuma sanatında
kullanılan malzemelerdendir. Bu hareketin öncüsü olan Rossbach,
eserlerinde dönüştürülebilen kâğıtları kullanmıştır. 1970’li yıllarda Dominic
di Mare, kâğıdın mesaj ve otobiyografiler için kullanılabilmesi, yani özel ve
deşifre edilmemiş olmasını düşünerek, bükülmüş kâğıt şeritleri halat kuvvetine
getirip, her iki uca ufak bir etiket koymaktadır. Çağımızın en önemli sanat
olaylarından malzemede dönüşüm (recycling) 70’lerde bir sanat formu olarak lif
sanatına yön veren önemli bir etkendir.
Lif
Sanatında kullanılan doğal malzemelerden olan kâğıtlar, kemik, rafya, kalın
tahta gibi bulunmuş eşyalarla karıştırılarak kullanılır. Çağdaş sanatçılardan
Amsterdamlı Harry Boom, farklı bir yaklaşımla kâğıtları büküp toz
grafitle bütünleyerek yepyeni ve gizemli alan elde etmiştir.
Lif
Sanatında kullanılan doğal malzemelerden yeniden yorumlanan, bükülebilir
yüzeyli bir protein lifi olan deri, gerçekte bir kumaştır. Claire Zeisler,
büyük süet şelaleleri andıran formlarını kızılla renklendirerek kâğıt kesme
yönteminin varyasyonunu kullanmıştır.
Diğer
bir doğal malzeme olan metal, çoğunlukla dokunmuş bir malzeme olarak
düşünülemez. Dokuma sanatında ender olarak ince metal teller ve şeritler kaynak
yapılmadan yumak veya firiz olarak kullanılır.
Lif
sanatında bükülmüş iplik, dokumanın ana birimidir. Halatlar, ipler, bükülmüş
ipliğin alternatifleridir. Lifin değişmesi ve doğrudan kullanılması, tarihsel
olarak eski ve kullanım alanı için yenidir. Bauhaus zamanında, Alman kökenli
dokumacılar, eğrilmiş yün lifleri, halı veya duvarlara asılacak nesnelerin
yapımı için kullanılmışlardır.
Dokumacıların
halatlara olan ilgisi eskiye dayanıyorsa da, 1960’lı yıllarda Abakanowicz,
Fruytier ve Grossen’in eserleri bu malzemeye ilginç yaklaşımlar olduğunu
sergiler. 70’li yıllarda halatların kullanım alanı artmış ve daha fazla sanatçı
tarafından ilgi görmeye başlamıştır.
Lif
Sanatı kamış, kargı, ot, saman gibi farklı malzemeleri kullanmaya olanak
sağlayan, her yandan yaratıcı imgeleme açık bir sanattır. Ancak dokumalar,
sanatsal zirvelerine, karakteristik malzemeleriyle, yani yün ve ipek-yün
karışımı elemanlarla ulaşmıştır. (Özay, 2001)
Bugün
uluslar arası bir terim olan Lif Sanatı (Fiber Art), doku yapısında karışık
malzeme kullanımını ifade etmektedir. Dokuma mekanizmasında ilk sistem olan
sepet örgü teknikleri üzerine önemli araştırmaları olan Ed Rossbach da
yorumlarında değişik malzemeleri dokuma alanına dahil etmiştir. Tekstil
sanatında malzemeyi yeniden keşfeden Polonyalı sanatçı Magdalena Abakanowicz
başlarda disiplinli goblen tekniği ve dikdörtgen format ile çalışmalarını biçimlemiştir.
En son çalışmaları, izleyici ile direk ilişki kurduğu çevresel tekstil
olaylarıdır. İlk olarak Amerika Birleşik Devletleri’nde Lenore Tawney’in
şekillendirilmiş dokumalarında, sonra Avrupa’da Magdalena Abakanowicz’in 60’ın
ortalarındaki hamlesinde, geleneksel dikdörtgen şekillerden kopma görülür. Açık
havada, çevresel bir obje olarak sergilediği Abakan Rouge adlı yapıtında,
izleyicinin göstereceği tepkiyi ortaya çıkarmayı başarmıştır.
Ana
malzeme olarak Sisal’den gerçekleştirdiği iri formlar içeren yapıtları, tek bir
ana rengin tek bir malzemede yaygın kullanımını sergiler. Polonya, Leba
Dunes’da açtığı açık hava sergisi, sonradan 1969’da Abakany adlı filme konu
olmuştur (Özay, 2001).
Tekstili duvardan kurtarmak ve onu alana
çekmek için 'lif sanatı" anlamına gelen hareketin önemli sanatçısı, Polonyalı Magdalena Abakanowicz’dir. Anıtsal
formlar yaratmak için dokumayı dinamik bir heykel tekniği haline dönüştürdü.
Onun lifi devrimci kullanımı ve tekniğe yenilikçi yaklaşımı, 1960 ve 1970’lerde
sanatçıyı etkin bir güç yaptı. Hayvan, bitki ve mineral formlarında, heykelsi
benzeşimler üretmek için sisal, jüt, çuval bezi kullandı. Onun temel lif
beğenileri ve doğal dünyası yazısında aktarılmaktadır:
“Ben
gezegenemizdeki organik dünyayı inşa ederken, çevremizin en büyük gizemi, temel
unsur olarak Lifi görüyorum. Yaşayan tüm canlılar, bitkilerin dokuları ve
bizler Liften oluşmuştur. Sinirlerimiz, genetik kodumuz, damarlar yolları,
kaslarımız. Bütün bunlar Lifli yapılardır. Kalbimiz koroner pleksus ile çevrilidir.
Lifi İşliyoruz, bilinmeyeni işliyoruz. Kuru bir yaprak, kuru bir mumyayı
anımsatan bir ağa sahiptir. Hangi sanatçının elleri ve sezgilerine rehber Lif
olabilir? Kumaş nedir? Onu dokuyoruz,
dikiyoruz, formlar halinde
şekillendiriyoruz. Vücudumuzun biyolojisi bozulduğunda, derinin altına erişim
sağlamak amacıyla, kesmek gerekebilir. Daha sonra tıpkı kumaş gibi,
dikilebilir. Kumaş bizim Ellerimizle yapılan kabuğumuz ve giysimizdir, Bu bizim
ruhlarımızın bir kaydıdır (Konstantin ve Reuter, 1997)” (Scott, 2003).
Şekil 5:
Magdalena Abakanowicz, Abakan Red (Kırmızı Abakan)1969, Metal destekli sisal Dokuma, 300x300x100 cm, Museum
Bellerive, Zurich.
5. Lif Sanatı’nda
Türkiye’den Öncü Sanatçılar
1980’lerin
başında düşsel biçimler dağarcığının derinliklerine inen sanatçılardan biri
olan Füsun Onur, ABD’de
eğitimini tamamladıktan sonra Türkiye’ye dönmüş, geleneksel heykel dilini ve
öğelerini kullanarak dolu – açık biçimleri irdelemiş, bunları somut
biçimlere dönüştürebilmek için yapıtlarında işlemeler ve kumaşlardan
yararlanmaya başlamıştır. 1985 Taksim Sanat Galerisi’ndeki sergisi ile 1986
Asya – Avrupa Bienali için gerçekleştirdiği Eski Eşyaların Düşü adlı işinde
Onur, eski nesnelerden parçalar ve artıklar kullanmıştır. Bu kırık nesneler,
anne evinde bulduğu bir beze sarılı masa ayağı ya da bir dükkânda bulduğu
düşsel bir resim çerçevesi parçası, insana bu nesnelerin önceki yaşamlarını
düşündürür. Onur, 1987 tarihli Sabah Jimnastiği’nde sopalarla yaptığı bir yapı
üstüne attığı kumaşın doğal kıvrımlarının oluşturduğu gizemli biçimlerle
oynamıştır. Kumaşın dökülüşüyle kendiliğinden oluşan biçimleri
belirginleştirebilmek için sanatçı kıvrımları özenle dikerek, geçiciliği
yakalamıştır. 1987 “1. Uluslar arası Çağdaş Sanat Sergisi” için
gerçekleştirdiği okunması kolay bir siyasal eğretileme olan Gölge Oyunu’nda
Onur, Askeri Müze’deki bir pencereye astığı beyaz perdeye dünyanın üç büyük
gücünü, Çin’i, ABD’yi ve Rusya’yı simgeleyen figürlerin siluetlerini oymuş ve
pencerenin önündeki radyatörün altına koyduğu dikenli tellerin arasına
yerleştirdiği küçük askerleri bir sicimle bu figürlere bağlamıştır. Pencerenin
hemen yanındaki duvara bir çerçeve içinde astığı figürlerin negatiflerini de
tıpkı perdedeki siluetlerde olduğu gibi iple, dikenli tellere ve gerçek bir değneğe
bağlamıştır. Duvarın önüne de iki ahşap destek üstüne penceredeki storun
aynısını koymuş ama perdeyi figürler aşağı sarkacak biçimde sarmıştır. (Atakan
2003)
Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi
Tekstil ve Moda Tasarımı Bölümü öğretim üyelerinden Prof. Kemal Can,
öğrencilerinden oluşturduğu gruplar ile doğanın olanaklarına yönelik sanatsal
projeler gerçekleştiriyor. Projeler ''Çevrede Lif Sanatı'' adı altında
toplanmaktadır. Doğal ve sentetik liflerdeki potansiyel güçlerin, çevreci bir
anlayışla, doğada özgün yaratmalarda bulunmak üzere harekete geçirilmesidir diye
tanımlanan, Çevrede Lif Sanatı çalışmalarının temelleri, 80’li yıllardan bu
yana, yurt içi ve yurt dışında araştırmalar ve uygulamalar yaparken Çevresel
Sanat ile Lif Sanatı’nın kesiştiği noktaları fark ederek kavramsal (düşünsel)
ve görsel açılardan özgün çalışmalar yapmaya başlayan (bu alana Çevrede Lif
Sanatı ismini veren) . Prof. Kemal Can tarafından atılmıştır.
Bu
etkinlik, malzeme/teknik-yaratma süreci-sanat nesnesi ve devamında sanat
nesnesi-yaratma süreci-giysi formu-koleksiyon diye özetlenebilecek projede, denim kumaş ile bazı tekstil aksesuarları
kullanılmıştır. Bulutlu, güneşli, yağmurlu, serin, kış ortamlarında uygulamalar
yapılmıştır.
Şekil 6: Kaynak:http://msgsutextileandfashion.blogspot.com/2010/02/kastamonu-ilgazda-cevrede-lif-sanat.html,
http://msgsutextileandfashion.blogspot.com/2009/03/cevrede-lif-sanat-sapanca-kartepe_17.html,
Erişim tarihi: 06.07.2012
6. SONUÇ
Bugünün lif sanatçısı dokumada doğal malzemelerden
yararlanıp, çevrenin ekolojik dengesini bozmayacak biçimde yapıtlar
üretmektedir. Lif sanatçısının yaratıları, ekoloji bilinci, doğanın dengesini
bozmayan malzeme anlayışıyla, estetik bütünlük geliştirerek, yaratıcılığı ve
sezgiyi birleştirerek görsel zenginliği ve ideolojisi ile 20. yüzyıl sanatında
önemli bir harekettir.
1960’larda
yeni çalışmalar sergilenip yaygınlaşmış Çağdaş Tekstil Sanatı hareketi olarak
bilinen akım gelişmiştir. Bugünün lif sanatçısı dokumada doğal malzemelerden
yararlanıp, çevrenin ekolojik dengesini bozmayacak biçimde yapıtlar
üretmektedir. Bugün toprak ve lif sanatçısının yaratıları, ekoloji bilinci,
doğanın dengesini bozmayan malzeme anlayışıyla, estetik bütünlük geliştirerek,
yaratıcılığı ve sezgiyi birleştirerek görsel zenginliği ve ideolojisi ile 20.
Yüzyıl sanatında aktif bir hareket haline gelmiştir.
KAYNAKLAR
Atakan N. 2003. Arayışlar-Resim'e ve Heykel'e Alternatifler ve
Sanat. www.lebriz.com. Erişim Tarihi:
03.04.2003
Atakan Nancy. 2003, Arayışlar-Resim'e ve Heykel'e Alternatifler www.lebriz.com.
Erişim Tarihi: 03.04.2003.
Scott Jac. 2003, Textile Perspectives in Mixed-Media Sculpture, The
Crowood Press LTD, UK.
Erzen Jale. 1997. Çevre Kültür ve Sanat. http://www.biltek.tubitak.gov.tr/dergi/97/temmuz/cevreciler3.html,
Erişim Tarihi: 18.02.2003
Krug D. & Siegenthaler J. 1999 Art & Ecology. Changing Views About Art & The
Earth, http://www.getty.edu/artsednet/resources/Ecology/Earth/Changing/index.html,
Erişim Tarihi: 18.02.2003
Krug D, 1999,
Art & Ecology, Ecological Art Perspectives & Issues, http://www.getty.edu/artsednet/resources/Ecology/Issues/index.html,
Erişim Tarihi: 18.02.2003
Özay. S., 2001.
Dünden Bugüne Dokuma Resim Sanatı. Kültür Bakanlığı Yayınları. s 2, 36-40,53,
Ankara.
http://sanatsozlugum.blogspot.com/2011/09/cevresel-sanat.html,
Erişim tarihi:06.07.2012
https://www.facebook.com/photo.php?fbid=363251360367273&set=a.351980568161019.105695.337671456258597&type=1&theater,
Erişim tarihi: 05.07.2012)
http://www.christojeanneclaude.net, erişim Tarihi: 06.07.2012
http://art-now-and-then.blogspot.com/2012/02/christo-javacheff.html,
erişim Tarihi: 06.07.2012
https://www.facebook.com/photo.php?fbid=363251360367273&set=a.351980568161019.105695.337671456258597&type=1&theater,
Erişim tarihi: 05.07.2012)
http://www.bing.com/images/search?q=textile+sculpture&view=detail&id=B527E9871CC4F4B6D5771FBF5090F99357F06417&first=31&FORM=IDFRIR,
, Erişim tarihi: 06.07.2012
http://msgsutextileandfashion.blogspot.com/2009/03/cevrede-lif-sanat-sapanca-kartepe_17.html,
Erişim tarihi: 06.07.2012
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder